Antalya ve Muğla arasında bulunan, Akdeniz’in saklı cenneti Adrasan, yoğun yeşili ve mavisiyle doğanın tüm renklerinin harmanlandığı el değmemiş bir güzellik. Türkiye’nin güneyinde, Antalya’nın en güzel kıyılarında çam ormanlarıyla çevrili masmavi deniziyle bir tabloyu andırıyor.

Buranın sakin, huzurlu atmosferiyle ruhunuzu dinlendirirken kendinizi dalgaların ritmine bıraktığınızda zamanın nasıl yavaşladığını anlamamak mümkün değil. Kalabalık şehir hayatından uzaklaşmak istiyor ve sakin bir tatil yapmak istiyorsanız sadece yaz aylarında değil yılın her ayında ayrı güzellikler sunan bu cennet diyara gelmeniz için çok fazla sebep var.

ADRASAN’DA GEZİLECEK YERLER

Musa Dağı

Adrasan denince kulaklardaki ilk çağrışım Olimpos olur genelde. Sizce de öyle mi? Olimpos ve Adrasan’ı birbirinden ayrı düşünemiyorum, çünkü ne zaman Olimpos planı yapacak olsam yolum Adrasan’dan geçer, ne zaman Adrasan’a gitsem Olimpos’u da görmeden edemem.

Bu iki yeri de özel yapan ve güzelliklerine güzellik katan Musa Dağı, Adrasan ve Olimpos’un tam ortasında yer alıp ikisini birbirinden ayırarak Adrasan’ın tam karşısında konumlanıyor. Ve Adrasan’da olduğunuzu kanıtlar nitelikte heybetiyle gün doğumunda ayrı gün batımında ayrı manzaralar sunuyor. Belki de bu sebepten Adrasan’ın adını her duyduğumda aklıma gün batımında Musa Dağı’nın o eşsiz güzelliği geliyor.

Adrasan’a sadece tatilciler gelmiyor. Yürüyüşçülerin ve tırmanış meraklılarının görülecek yerler listesinde olan bu dağ Likya Yolu’nun da önemli bir parçası ve rakımdan 1500 metrelere bir anda yükselen zorlu bir parkur. Parkuru tamamlayıp zirveye ulaştığınızda göreceğiniz antik kalıntılar Olimpos Antik Kenti’nin bozulmadan bugünlere kalabilmiş kalıntılarından oluşuyor ve en dikkat çekenleri ise su sarnıçları. Yere gömülü küpleri andıran sarnıçlar 7-8 metre derinliğinde olup ağız genişlikleri ise neredeyse 2 metre. Bunlarla bitmiyor, dağın doruklarından Çıralı, Kemer, havanın açık olduğu zamanlarda Antalya’ya kadar uzanan kıyı şeridini görebilirsiniz. Macera ve keyfi aynı anda deneyimlemek istiyorsanız buraya tırmanmadan Adrasan’daki tatilinizi bitirmeyin.

Adrasan Koyu & Plaj

Mis gibi bir deniz tatili yapmak, denize doymak istiyorsanız, etrafı çam ağaçlarıyla dolu, akvaryum berraklığında kumlu sığ denizi ile Adrasan Koyu ulaşabileceğiniz en güzel noktalardan biri. Burayı her yaştan gelen tatilciye gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum. Bunun en önemli sebebi denizinin sığ, sakin, korunaklı bir liman olduğu için de dalgasız ve sakin olması. Plaja girişte herhangi bir ücret ödemezsiniz. Dilerseniz Adrasan plajında 50TL ücret karşılığı şezlong şemsiye kiralayabilirsiniz. Eğer kendi şemsiye ve sandalyeniz bulunuyorsa buraya getirerek rahatlıkla kullanabilirsiniz. Koy yakınlarında birçoğu aile işletmesi olan pansiyon, bungalov ve kamp alanları var. Yürüme mesafesindeyseniz rahatlıkla plaja ulaşabilirsiniz. Araç ile gelenler için araçlarını park edebilecekleri ücretli park alanları mevcut.

Adrasan Kalesi

Bir doğa tutkunuysanız ve Adrasan’a geldiyseniz, masmavi denizinin tadını çıkardınız, Musa Dağı’na tırmandınız, yetmedi ve dahasını arıyorsanız yürüyerek Adrasan’ın tarihi dokularını hissedebileceğiniz Kız Kalesi olarak da bilinen Adrasan Kalesi’ne mutlaka çıkmanızı öneririm. Zirveye çıkmak isterseniz oldukça zor bir parkuru yürümeniz gerekiyor. Yürüyüş ve patika yollar konusunda tecrübeli olmanız sizin avantajınıza olacaktır. Adrasan Kalesi tabelasına kadar araçla gelinebiliyor, sonrası ise yaklaşık yarım saatlik eğimli bir arazi. Yol demek istemiyorum, çünkü kayalıklar üzerinde yürümeniz gerekiyor.

Bu zorlu tırmanışı yapmaya kararlı iseniz, varsa yürüyüş botu giymenizi öneririm. Sandalet, terlik vb şeylerle gelmemeniz gerektiğini hatırlatmama gerek yok sanırım. Yanınıza mutlaka su, ve finali taçlandırmak adına meyve, kahvaltılık gibi yiyecekler alın. Zirveye vardığınızda göreceğiniz manzara tüm yorgunluğunuzu atacak ve tüm Adrasan’ın eşsiz güzelliğini izlemeye doyamayacaksınız.

Adrasan her mevsim gidilebilecek ve yapılacak birçok aktiviteyle dolu bir yer, ilkbahar ve sonbahar ayları da Adrasan Kalesi’ne çıkmak için en güzel zamanlar.

Diğer adı da Sidarus olan tarihi kale Selçuklular döneminde yapılmış. Katip Çelebi Seyahatnamesi’nde Azrasan Kalesi olarak bahsederken, kaleyi daha sonra ziyaret eden Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde kaleden Adrasan Kalesi olarak bahsetmiş.
Dilek Tigli
Dilek Tığlı
Editör

Adrasan Deresi

Bey Dağları Milli Parkı içinde bulunan Adrasan Deresi, Tahtalı Dağları’ndan çıkarak Adrasan Koyu’na dökülüyor. Ben burayı derenin üzerine kurulmuş localarıyla Saklıkent, Ulupınar ve Alanya Dim Çayı’na benzetirim. Derenin iki tarafında da oteller ve teraslı binalar var. Özellikle yazın en sıcak olduğu sezonda en çok ihtiyacınız serinlemek için kesinlikle gelmelisiniz. Çınar ağaçlarıyla bezenmiş alanda localar var, burada oturarak yemeğinizi yerken suyun serinliğinin tadını çıkarabilirsiniz.

Karaöz Sahili

Bozulmamış, el değmemiş bir doğaya hasret kalanlardansanız Karaöz bu hasretinize son verecek bir yer. Adrasan’a 10 km uzaklıkta olup Likya Yolu üzerinde olması yönüyle de yürüyüş tutkunlarının uğrak noktası. Yemyeşil ormanın ve masmavi denizin kavuşum noktası olan Karaöz Sahilinde denize girmenin tadına doyamayacaksınız. Buraya gelmişken Korsan Koyu’na mutlaka gitmelisiniz.

Gelidonya Feneri

Karaöz ve Korsan Koyu’na gelip Gelidonya Feneri’ne gelmemek olmaz, çünkü burası hem Türkiye’nin en büyük deniz feneri, hem de size gün batımında müthiş manzaralar sunacak büyüleciliğiyle sizi asla yanıltmayacak güzellikte. Burası aynı zamanda dünyanın dört bir yanından gelen yürüyüş tutkunlarının da bildiği Likya Yolu üzerindeki en çarpıcı manzaralardan birine sahip. Fener’den, üzerinde yerleşimin olmadığı ve Likya tarihinde önemli bir yere sahip olan Beş Adalar’ı görebiliyorsunuz.

Araçla ulaşımı olmayan Gelidonya Feneri’ne iki farklı noktadan gidilebiliyor. Bunlardan biri Likya Yolu rotalarından olan Adrasan Gelidonya Feneri güzergahını yürümek, yolun tamamı 12km ve orta seviye zorlukta. İkincisi ise, Karaöz Mahallesi Gelidonya Feneri güzergahı, bir kısmını araçla gelip kalan kısmını 1 saatlik yürüyüşle tamamlamanız gerekiyor.

Gelidonya Feneri’nin nefes kesen manzarası, 2007 yılında Türkiye’nin en güzel manzarası seçilmiş. Özellikle gün doğumu ve gün batımında fotoğraf meraklılarına görsel bir şölen yaşatıyor.
Dilek Tigli
Dilek Tığlı
Editör

Çıralı

Antalya’nın Kemer ilçesine bağlı olan Çıralı, Caretta Caretta kaplumbağalarının üreme alanı olmasıyla ünlü olup koruma altına alınmış bir bölgedir. Antalya’nın en temiz turistik bölgelerinden biri olması da buranın meşhur olmasında önemli bir etmen. Ulupınar deresinin denize döküldüğü yer olması sayesinde Çıralı’nın tuzlu sularında yüzüp, doğal duş vazifesi yapan Ulupınar’da tuzlarınızdan arınabilirsiniz. Muhteşem doğası, tertemiz denizi, antik kentleri ve Caretta Caretta’larıyla muhteşem bir tatil deneyimi yaşayabileceğiniz bir yer Çıralı.

Suluada

Adrasan denince akla ilk gelen ve Akdeniz’in Maldivleri olarak bilinen mucizevi güzelliğe sahip Suluada’yı en sona bıraktım, çünkü en sevdiğim, her gidişimde ayrı büyülendiğim yer. Suluada’nın ününü Türkiye’de yaşayıp da bilmeyen yoktur. Kristal berraklığında turkuaz suları ve bembeyaz kumlarıyla Suluada yerli turistlerin olduğu kadar yabancı turistlerin de ilgisini çekiyor.

Suluada’ya ulaşım Adrasan’dan kalkan günlük tekne turlarıyla sağlanıyor. Farklı tekne turu alternatifleri var, isterseniz cennet koyları turuna katılıp Adrasan’ın farklı koylarını gezebilir, isterseniz sadece Suluada turu yapan özel tekne turlarıya aileniz ve dostlarınızla tüm gününüzü Suluada’da geçirebilirsiniz.

Biz Adrasan Miraç Kaptan ile tura katıldık. Tekne turu detaylarımızı diğer yazımızda bulabilirsiniz. 

Likya Yolu

Bir gezginin yapılacaklar listesinde mutlaka olması gereken Likya Yolu’nun Karaöz-Gelidonya Burnu-Adrasan ve Adrasan-Olimpos-Çıralı etaplarını yürüyebilirsiniz. Gelidonya Burnu, Likya’nın en güney noktası olup burada Gelidonya Feneri’ni de görebilirsiniz. Ayrıca, MÖ 1200 yıllarına tarihlenen Fenike gemi batığı da burada bulunmuş

Phaselis Antik Kenti

Yaz tatilinde denizin ve güneşin tadını çıkarırken, tatilinizde biraz da kültürel esintiler olsun istiyorsanız Phaselis’e mutlaka gelmelisiniz. Burası Kemer’e bağlı ve Adrasan’a 33 km uzaklıkta olup Likya’nın en önemli liman şehirlerinden biri haline gelmiş.

Antik kentte birbirinden etkileyici o kadar çok yapı var ki, bu tarihi şehri gezerken hem geçmişin izlerini sürüp tarihe tanıklık edebilir hem de denize girerken bile tarihi dokuyu hissedebilirsiniz.

Editörün notu:
Phaselis Antik Kent, sadece antik kenti gezmeye gelenlerin değil tüm gün denize girip piknik yapmak isteyenlerin … devamını oku >>

Korsan Koyu

Burası Çoban Koyu olarak da biliniyor ve adından da anlaşılacağı üzere geçmişte korsanların sığınak olarak kullandığı bölgelerden biriymiş.

Çam ağaçlarıyla çevrili koy kamp yapanlar tarafından sıklıkla tercih edilen bir koy. Popüler olmasındaki en önemli etkenlerden biri Adrasan, Gelidonya Feneri, Karaöz ve Olimpos Antik Kenti gibi tarihi ve turistik bölgelere yakın olması. Ayrıca Likya Yolu üzerindeki nadir tatlı su kaynağına sahip noktalardan biri ve bu yüzden Likya Yolu yürüyüşçülerinin çoğu buraya uğramadan yürüyüşlerini tamamlamaz.

Kamp yapılabilecek en güzel noktalardan biri Korsan Koyu, burada milyonlarca yıldızın altında aldığınız uykuyu ve masmavi çarşaf gibi denizi karşıladığınız sabahı unutamayacaksınız. 

Yanartaş

Yunan mitolojisine de konu olan Olimpos’un sönmeyen ateşi Yanartaş, Kemer ilçesinin Çıralı yakınlarında bulunuyor ve tarihi ve turistik yönden önemli bir doğal gaz kaynağı.

Adrasan’a da yakın olması sebebiyle Adrasan’da yapılacaklar listenizde olması gereken bu büyüleyici güzelliği görmek için yaklaşık yarım saatlik orta zorlukta bir parkuru yürümeniz gerekiyor. Yürüyeceğiniz patika yoldaki yorgunluğunuz kesinlikle göreceğiniz manzaraya değer. 

Buraya yaz aylarında geliyorsanız hem eşsiz manzaranın keyfini çıkarmak için hem de bunaltıcı bir sıcakta yürümemek için gün batımında gelmelisiniz ve yürüyüşü rahat spor ayakkabı tercih etmelisiniz. 

2024 yılı giriş ücreti 45 TL 
Müze kart geçerli değil.

Olimpos Antik Kenti

Antalya’nın güney sahillerinde Phaselis’ten sonra en önemli liman kenti olan Olympos Beydağları Sahil Milli Parkı sınırları içinde yer alıyor. Antik kentten günümüze ulaşan kalıntıların çoğu Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait.

Olimpos Antik Kent’te yakaladığım atmosferi hiçbir antik kentte bulamam. Hem çam ormanları içinde tarihi dokuyu hissedip hem de bir anda kendimi turkuaz sulara atabildiğim kentin bana göre en büyük simgesi Olympos Çayı (Akçay) üzerindeki köprü. Bu köprü kenti ikiye ayırıyor.

Koruma altında olan bölgenin kuzeyinde Kuzey Nekropolü, Roma tapınağı, anıtsal mezar, mozaikli yapı, Kaptan Eudomos lahdi, Ceneviz Kalesi ve liman anıt mezarları; güneyinde Güney Nekropolü, Alkeltis lahdi, surlar, tiyatro ve hamamları ile sizi adeta büyüsü altına alıyor.  

Olimpos Antik Kente Nasıl giderim? 

Denizi ve doğasından ayrı antik kalıntılarından ayrı etkilendiğimiz Olimpos Antik Kent’e aracınızla ulaşım sağlıyorsanız kent girişindeki otoparka 100 TL ödeyerek aracınızı park edebilirsiniz. Aracınızı buraya park etmek zorundasınız çünkü başka park yeri ve park edebileceğiniz bir alan yok. 

Toplu taşıma ile ulaşım sağlayabilirsiniz. Antalya otogarından kalkan Kumluca, Kaş yönüne giden minibüslerle Olimpos kavşağına kadar gelebilirsiniz. 

Burayı tur organizasyonları ile de gezebilirsiniz. 

Ücretler

Otopark: 100TL
Giriş ücreti: 60TL 
Müzekart geçerli.

 

Adrasana Ulaşım

Antalya’dan Toplu Taşıma ile Ulaşım

Adrasan, Antalya’ya 95 km uzaklıkta ve yaklaşık 1,5 saatlik bir yolculukla ulaşılabiliyor. Otobüsle seyahat ediyorsanız, Kumluca’ya giden otobüslerle Adrasan sapağında (Kumluca Bölge Trafik Amirliği) inip, Adrasan Tur veya taksilerle Adrasan’a ulaşabilirsiniz.

Bir diğer seçenek ise, Antalya Otogarı’na vardıktan sonra ilçeler terminalinden her yarım saatte bir kalkan minibüslerle Kumluca ilçesine gidip yine Adrasan sapağında inmek. Buradan da Adrasan Tur veya taksi ile Adrasan merkeze ulaşabilirsiniz.

Kendi Aracınız ile Ulaşım

Antalya’dan Kemer istikametini takip ederek Kemer’den sonra Çamyuva, Tekirova, Ulupınar, Çıralı ve Olympos-Adrasan sapağını geçtikten sonra yaklaşık 7 km ilerleyip Adrasan sapağından dönüyorsunuz. Buradan 9 km daha ilerledikten sonra yolun sonundan sağa dönüp sahil tabelalarını takip ederek 2 km devam ediyorsunuz. Çakmak Camii’nden sola dönüp (ortada kavak ağacı bulunuyor) 2 km daha ilerlediğinizde deniz ile derenin birleştiği noktaya ulaşıyorsunuz.

Share.
Dilek Tığlı avatarı

Özgürlüğünün peşinde, okumayı gezmeyi ve yazmayı seven bir öğretmen...

5 1 vote
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest
1 Comment
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
Sezgin
Sezgin
22 gün önce

Adrasan’da sadece 1 gün konaklama fırsatım oldu ama bu kısa sürede bile sahiline ve doğasına hayran kaldım. Seneye kesinlikle daha uzun süreli bir tatil olanı yapacağım, önerebileceğiniz yerler var mı?

1
0
Would love your thoughts, please comment.x