Kuzguncuk, İstanbul’un Anadolu yakasında, Üsküdar ilçesine bağlı bu semt, kendine özgü mimarisi, tarihî dokusu ve kültürel zenginlikleriyle ön plana çıkar. Tarihi boyunca farklı kültürlerin ve dinlerin bir arada yaşadığı bir merkez olmuştur. Osmanlı döneminde Rum, Yahudi ve Müslüman toplulukların bir arada barındığı bu semt, bu kültürel çeşitliliği mimari yapılarıyla da yansıtır. Rum, Yahudi ve Türk mimarisinin örneklerini barındıran Kuzguncuk, dar sokakları, ahşap konakları ve renkli cumbalı evleriyle İstanbul’un tarihî mirasına önemli bir katkı sağlar.
Hadi bu renki semti keşfe çıkalım!
Kuzguncuk’ta Gezilecek Yerler
Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde ki yazısına göre Fatih dönemimde buraya dergahını açmış Kuzgun Baba dan dolayı buraya Kuzguncuk delindiği rivayeti varıdr. Şimdi bu semtte yürüyerek sizlere güzel bir rota çizerek görmeniz gereken yerler hakkında bilgi verecez.
Simitçi Tahir Sokak (Cumbalı Renli Evler)
Kuzguncuk, mimari anlamda kendisini en korumuş ve Türk evleri mimarisinin en iyi örneklerini görebilceğiniz semttir. Simitçi Tahir sokak ise semtin en güzel evlerinin sıralandığı adeta sizleri zamanda yolculuğa çıkaran ilk görmeniz gereken yerdir.
Gittiğiniz de dikkatinizi renkler ve Türk evlerininin olmazsa olmazı cumbalar çekecetir. Bu evlerde köşeli ve yuvarlak hatlı cumbalar bulunur. Geneneksel Türk tarzını yansıtanlar köşeli olanlardır, yuvarlak hatlı olanlar da ise hristiyan ailelerin yaşadığı düşünülmektedir.
İcadiye Caddesi
Eskiden dere olan bu cadde istanbul boğazınadan dikey bir şekilde yukarı tepelere ulaşıyor ve etrafındaki sokaklar ile Kuzguncuğu oluşturuyor. Eskiden dere olan bu cadde etrafındaki bostan ve verimli toprakları ile meşhur bir balıkçı köyüydü.
Kuzguncuk Bostanı
Bir zamanlar burada yaşamış İlya’nın vefatının ardından varisleri tarafından paylaşılamadığından burası bostan olarak kalmış, sonrasında ise buraya hastane, okul ve konut gibi projeler yapılmak istensede her seferinde Kuzguncuk sakinleri bostanları için mücadele vererek yaptırmamıştır. 2015 yılında burası 50 parsele bölünerek Kuzguncuk halkına her yıl kura ile dağıtılarak ekimlerine izin verilmiştir. Ancak burada ekip biçilenlerin satışı kesinlikle yasaktır ve sadece kendilei kullanabilirler.
Aya Panteleymon Rus Ortodoks Kilisesi
1831 yılında inşaa edilen kliseye sonradan çan kulesi eklenerek giriş kapısı yapıldı. Bu klisenin en önemli özelliklerinden biride 27 temmuz ayazmasının olmasıdır. Ayazma, eski pagan geleneğinin hristiyanlığa geçmiş halidir. İnanlar buraya gelerek buradaki kutsal sudan içerek şifa umuyorlar.
Nail Kitabevi | Kafe
Kuzguncuk’un incisi Nail Kitabevi, tarihi bir hazineyi gün yüzüne çıkarıyor. “Kitaplar, insanlığın sonsuz mirasıdır,” diyen Thomas Carlyle’ın bu sözleri, Nail Kitabevi’nin değerini tam olarak anlatıyor. Kuzguncuk’un tarihi sokaklarında, bu kitabevi adeta bir bilgelik tapınağı gibi duruyor.
Burada pek çok edebiyatçı ve şair yaşamıştır. Onlar Kuzguncuğu hem şiirlerinde hem de öykülerinde yer vermiştir. Buket Uzuner’in Mavi Tuna adlı kitabında, Serdar Pekkan şiirlerinde Kuzguncuğa yer vermiştir.
Üryanizade Ahmet Esat Efendi Cami | Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi
Ermeni klisesi ile caminin sırt sırta olduğu Kuzguncuğun tarihini enfes özetleyen bu yeri size zevkle anlatıyoruz. 1952 yılında yapılan camii nin yapılış sebebi diğer camiinin merkeze uzak olmasıymış. Yapıldığı yıllarda Kuzguncuk bugün ki gibi populer bir yer olduğundan yapılacak arsa bulunamıyordu bunun üzerine Ermeni klisesi bahçesini müslümanlara verir. Ayrıca bahçesini tahsis ettikten sonra yapımında da çalışıp 500lira da bağışta bulunurlar. İstanbul’da ki din mozağinin en güzel ve anlamlı anlatan karelerinden biridir bu yer.
Kuzguncuk İlkokulu
Şuan da okul olarak hizmet veren binayı zamamnında herkesin bildiği bir deyimde ki “derdini Marko Paşa anlat” ın Marko Paşasının konağıdır. 1860 tılında tıbbiyeden mezun olup hekimliğe başlar ve 1 yıl sonrasında Abdülaziz’in hekimbaşı, 1871 yılında da sağlık bakanlığı görevine getirilir. Bakanlık görevini yerine getirirken de hastalarına bakmaya devam eder ancak yaptığı tedaviler ve telkinler pekte çare olamaması nedeniyle bu deyim dilimize geçmiştir. İşte o Marko Paşa burada yaşamıştır.
Kuzguncuk’ta Ne Yenir?
Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde ki yazısına göre Fatih dönemimde buraya dergahını açmış Kuzgun Baba dan dolayı buraya Kuzguncuk delindiği rivayeti varıdr. Şimdi bu semtte yürüyerek sizlere güzel bir rota çizerek görmeniz gereken yerler hakkında bilgi verecez.
Metet Döner
Klasik döner lezzetini modern bir dokunuşla sunan mekan, misafirlerine unutulmaz bir gastronomik deneyim sunuyor. Etin enfes tadı ve yanında servis edilen taze garnitürler, Metet Döner’i İstanbul’un en sevilen lezzet duraklarından biri yapıyor. Kuzguncuk’ta Metet Döner’de yemek, sizi fazlasıyla memnun edecek.
